Tarihçemiz

Tarihçemiz

Tarihçemiz

21.06.2016 3691

 

           Bismillah ile başlar her hayırlı hikâye,

        Ulu bir çınarın da bir zamanlar fidan olduğu gibi 2015 te Işıkkent  Anadolu İmam Hatip Lisesi adı altında eğitim öğretime başladık.

        İnsanın zor zamanlarda oluştuğunu, zorlukların da üzerimizde hakkı ve hatırı olduğunu, ilk aylar ve yıllarda hep yokuş tırmandığımızı bir kez daha tecrübe ederek anladık. Yukarılara çıktıkça daha geniş bakış açısına sahip olduk. Önümüze çıkan engellere takılıp düşmek yerine, birer basamak olarak görüp yükselmeyi öğrendik. Bu zamana kadar öğretmendik ama öğreneceğimiz çok şeyin hemen yanı başımızda durduğunu keşfetmiş olduk.

        Kalıcı eser bırakmak için "adanmış" olmak gerektiğini hiç unutmadık. Hafızlar var dediler koşarak geldik. Gelirken Arapça öğrenecek gençlerin olduğunu öğrendik. İtilip hor görülmüşlüğün derin acısını yaşayan Arapçaya sahip çıkacak gençleri duyunca enerjimizi iki katına çıkardık. Ana dili Arapça olan öğretmenlerden yararlandık. Yaz aylarında düzenlenen Arapça kamplarına katıldık. Yetinmedik. Ürdün'e dil kurslarına gittik.

        Sonrasında 2017 yılında Fen ve Sosyal Bilimler Projesi ile yolumuza devam ettik. 2019 yılında ilk mezunlarımızı vermenin heyecanını yaşadık.

        Sağımıza solumuza bakmadan hep işimize odaklandık. Heyecanımızın büyük bir enerji potansiyeli taşıdığını o zaman fark ettik. Benim bir "projem" var diyen öğretmene buyur dedik, kapıyı sonuna kadar açtık.

        Mahmut Celaleddin ÖKTEN hocanın dediği gibi "Asrın ihtiyaçlarına müdrik, Doğuyu ve batıyı bilen münevver, aydın desinler diye dinden taviz vermeyen, dindar desinler diye de dinden taviz vermeyen, tavizsiz fakat müsamahakâr bir gençliğin" yetişmesini kendimize ilke edindik.

        Başkasının derdiyle dertlenme mutluluğunu yaşadık. Hayatın uzun namlulu silahlarından çıkan kurşunlara karşı savunmasız durumda olan fidanlarımızın yeşerip büyümesi için kışın soğuğunda da yazın sıcağında da yanlarında durarak zarar görmelerini engelledik.

        Yürüyen merdivende durup düşünmedik. Bir kenara da çekilmeyip, hayat olanca hızıyla akıp giderken, hayata "değer ve anlam" katmayı temel hedef edindik. Yaşanılan ömrün altyazısının olmadığını ancak alınyazısının her daim var olduğunu aklımızdan hiç çıkarmadık.

        Temel felsefemizi "KAİM" olarak özetledik.

K : Karakter temelli eğitim

A : Akademik başarı

İ  : İnançlı

M : Mesleki alanda yeterlilik

        Ya yolda olacaktık, ya da yol açacaktık. Hangi tarafı seçelim diye düşündük. Sonunda her ikisi bizimdir dedik ve tercihimizi böyle değerlendirdik. Geçmiş tecrübeleri de hesaba katarak sorumluluk alan, "ben varım" diyebilen bir gençliği hedefledik. Bilim, matematik, ahlak,       düşünce, teknoloji gibi alanlarda eksikliğimizi gidermek için çok çalışmamız gerektiğini temel ilkelerimiz arasına koyduk. Umut biz olmuştuk. Artık bize düşen düşmemekti.

        Toplum olarak büyük bir eksikliğimiz olan kitap okuma ve okunan kitapların değerlendirilmesi için "okuyan yediler" projesini uygulamaya koyduk. Bir Filozofun dediği gibi; "Arslan'ın vücudu yediği diğer hayvanların vücudundan meydana gelir, ama Arslan her zaman kendisidir" sözünden hareketle, farklı kitaplardan istifade ederek, kendimiz kalmayı, masallarla büyümeyip, düşünen, okuduğu kitabı değerlendiren, farklı fikirlerden istifade etmesini bilen bir neslin sorunlarımıza çözüm üreteceğini temel kriterlerimiz arasına koyduk.

        Gençlerimize kendi kültür ve medeniyetimizi öğreterek "değerlerimizin" harabe olmadan ayakta kalmasını önceliklerimiz arasına aldık.                                                                             Yozlaşan kültür ve medeniyetin beraberinde toplumu da alıp bir yerlere savuracağından hareketle Mevlana, Yunus Emre, Ahmed Yesevi gibi şahsiyetlerin dünyaya mal olmuş  değerlerimiz olduğunu her fırsatta dile getirerek yararlanmasını bildik. Modern dünyadan gelen kültürel saldırılara karşı verilebilecek en güzel cevabın İslam'dan öğrendiğimiz "ahlaki değerlere ve kültürümüze" sahip çıkmakla mümkün olacağını uyguladığımız programlarla gösterdik."İki günü eşit olan ziyandadır" hadisini temel ilke kabul ederek; "Her gün yeniden doğarız, bizden kim usanası" diyen Yunus Emre'ye kulak verip değişimin kaçınılmaz olduğunu, sürekli aynı kalmanın "zarar" olarak yazıldığını bilerek her gün yeni şeyler öğrenmenin mutluluğunu yaşadık. Hayatın akışkanlığı içerisinde her daim canlı ve dinamik kalmak için zihnin de yeni fikirlere açık olması gerektiğini her

fırsatta dile getirdik. "geçen hafta farklı, bu hafta farklı konuşuyorsun" sorusuna "geçen haftadan beri çok şey öğrendim" diyen düşünürün sözlerini hatırlattık.

        Yaklaşık beş yıl önce çıktığımız bu yolda her geçen gün hatıra defterimize "hoş bir sada" bıraktığımızı, çok zor bir iş olan "insan yetiştirmek" adına "bir tuğlada bizden" derken en önemli tuğlayı koymayı hedefleyerek hatıralardaki unutulmaz öğretmen profilini hedefledik.

        Bu kutlu yolda nice kalıcı eserler yetiştirmek dua ve temennileriyle....